6 Mart 2012 Salı

Save Butonu

Oyunlar da ölmek üzereyken panik halinde save (kaydet) tuşuna saldırmaktan bahsetmiyorum, tabii ki o da bir seçimdir sizin için. Biraz sonra oyunda ölebileceğinizi tahmin ederek en son kaldığınız yerden oyuna devam etme isteği, bir daha baştan başlamak istemeyerek...

Bir iş görüşmesinde ağızınızdan çıkacak yanlış bir laf öncesi, sevdiğiniz kıza duygularınızı açmadan önce belki de (sonradan arkadaş kalmayı umarak), yediğiniz yemeklerin size kilo olarak dönmesi pişmalığından iki kaşık önce de olabilir. İtiş kakış bindiğiniz metrobüsten hemen sonra gelen bomboş metrobüsü görmenin derin acısını yaşamadan saniyeler önce de bir save butonu ne kadar da iş görürdü değil mi?

Hep demez miyiz 'Ah bir daha olsa yapar mıyım hiç', 'Hayatta ağzımdan çıkmazdı o laf ama oldu bir kere', Acelem vardı yanlış hareket ettim keşke zamanı geri alabilsek!'. Aslında 'keşke bitmeseydi' dediğimiz güzel anlarımız için de geçerlidir bu durum. Tekrar tekrar geri dönerek aynu mutluluğu yaşamak ancak oyunda çok iyi durumdayken save butonu arayan birine nadir olarak rastlamışızdır.

Evet; zamanı geri almak anahtar sözcüğümüzdür. Sadece oyunlarda bize verilen ancak hayatımızda olmasını istediğimiz teknik diyebileceğimiz bir sorun belki de :). Save ederiz ve hatalarımızdan, yanlışlarımızdan, şanssızlıklarımızdan sıyrılıp load (yükleme) ederiz hayatımızı kaldığımız yerden. Belki daha iyi bir hayat getirmez bize bu ancak herkesin bir şansı daha olması gerektiğini savunurken elimizin altında bir buton olması güzel olmaz mıydı?

Hepinize, bir yerinde save edip geri dönmek istemeyeceğiniz güzel bir gün dilerim...

Loading...

4 yorum: